Ana dilini bile konuşmadan önce bir çocuk ikinci bir dil öğrenebilir mi?

Helen yanıtlıyor:
bu soru bana çok kez soruldu, bu sorunun cevabı çok basit olmasına rağmen, konu detaylı bir açıklamayı hak ediyor. Evet, onlara sistematik, düzenli ve sürekli bir eğitim verilirse çocuklar sayısız dil öğrenebilirler.
Çoğu çocuk 3 veya 4 dili dinleyerek ve işiterek yetiştiriliyor. Torunum mükemmel bir örnek: annesi onunla kendi dilinde Korece konuşuyor, babası kendi dilinde İbranice konuşuyor, evde ailesi kendi arasında İngilizce konuştuğu için çocuk bir İngilizce ortamında büyüyor ve tabi ki ben onunla İngilizce konuşuyorum. Yani torunum üç dille büyüyor. O üç aylıkken Tayland’a yaptığım bir gezide, onunla Tayca konuşuldu ve Tayca’ya güzel bir şekilde tepki verdi. Bunu anladı mı? Tabi ki hayır. Ve şu an 5 aylık tabi ki henüz konuşmuyor. Fakat anladığı kesin, neden böyle olduğunu açıklayacağım.

Dil hakkında bildiğimiz şey kavramanın üretmeden önce geldiğidir. Anlama konuşmadan önce gelir. Çocuklar önce işitip dili kavramalıdır, ardından eninde sonunda sesleri anlar ve en son konuşmaya başlar. Bu çocuklardaki sıralamadır. Ailelerin çocuklarının henüz konuşmaması, anlamaması gayet normaldir. Bunun nedeni ailelerin onlarla konuşmamasıdır, çocuklar anlamak için daha az dile sahipler ve sonuç olarak, çok az konuşacaklardır. Girdi = çıktı Bu yeterli olamaz.
Araştırma daha erken yaşta konuşan çocukların daha geniş kelime haznesi olduğunu gösterir. Şaşırmayın, aileleri onlarla daha fazla konuşuyor. Araştırmaya rağmen, çocuğunla konuşmayan zeki, eğitimle insanlarla tanışmam şanssızlıktır. Onlar: “Bu nedir? Onlar daha konuşmuyor.” dediler. Elbette konuşmayacaklar, çünkü onlar çocuklarıyla konuşmuyorlar!! 5 aylık torunum baba anlamına gelen “Aba” demeye çalışıyor. “Ah…” diyor ve biliyorum ki konuşmaya çalışıyor. “Ah…bf…” diyor. Bu rastgele bir ses değil, çok erken konuşma ürünüdür. B harfi, ses tellerinin titreşimiyle dudaktan çıkan çift dudaksı bir sestir. Ses tellerinin titreşimi olmadan aynı yolla oluşan “P” harfinin zıttıdır. Ses telleri titreşimi olsa da olmasa da bu “P” ve “B” arasındaki farktır. Bu konuşma üretimi diyafram ve nefes kontrolü gerektirir, çünkü havayı çıkartıyorsunuz. havanın getirdiği sesleri olan bir çok dil vardır. Torunum için “ummah” demek, Korece anne demek, geniz sesi olan “m” harfini seslendirmeyi gerektirir ve bu havayı burun yoluyla çıkarmayı gerektirir. Bir geniz sesi olarak ayrıca ağız boşluğunu kesmeyi ve gelişimsel olarak henüz var olmayan geniz çatırtısı yoluyla havayı çekmeyi gerektirir.

Yani, 5 aylık çocuk Aba demeye çalışıyor. Bu rastgele bir şey değil. Başka kelimeleri denedik ve tepki yok, fakat Aba dediğimde seslendirmeye çalışıyor, çünkü bütün gün onu söylüyor. Durmak yok. “Aba” kelimesini binlerce kez duydu, böylece daha fazla konuşacak.
Günümüzde çocuklar farklı eğilim ve yeteneklere sahipler. Konuşma yaşı değişiyor. Çocuk konuşmuyorsa, bu muhteşem olmadığı anlamına gelmiyor. Bazı çocuklar, bir kelimeyi mükemmel bir şekilde söyleyene kadar konuşmayacaklardır. Bu onların doğasında olabilir. Girdi = çıktı’dan başka kesin bir kural yoktur.
Yani, çocuklar kendi dilini konuşmadan önce İngilizce öğrenebilmeleri neden mümkün? Çünkü, aynı zamanda iki dili anlayabiliyor ve konuşabiliyorlar! Erken yaşta ikinci bir dil çok önemli bir şeydir. Tabi ki, diğer dillere göre İngilizce, çünkü uluslararası bir dil olarak önemi var. İngilizce, işte, siyasette ve iletişimde ortak dildir. Genel olarak, neden en az bir dil daha bilmek önemlidir? Beyin fonksiyonları açısından en az bir dil daha bilmek önemlidir. Bunu farklı yollarla açıklayacağım.

Hepsi Beyinle Alakalı
Çocukların beyni kavrama anıyla gelişme gösterir. Çocuk doğduğunda, nefes alması, görmesi ve odaklanması için sert tellidir. Bu sert telli olmaya rağmen, çocuğun binlerce, milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca bağlanmamış beyin hücresi vardır. Siz bağlanmamış beyin hücresiyle bir şey yapamazsınız, bunun yolu yoktur. Hepsi bağlantıyla alakalıdır. Yani, beyin hücrelerini nasıl bağlayabilirsiniz? Onları dürtülerle bağlayamazsınız. Dürtülerle beyin hücreleri bağlanmaya başlar. Bağlanmak isterler. Bu onların amacıdır. Büyük çoğunluğu bağlanmayacaktır fakat onlara verdiğimiz daha fazla dürtü, daha fazlası onları bağlayacaktır. Bir kere bağlandıklarında hayat boyu bağlı kalacaklardır. Erken yaşta bağlantılar kalıcıdır. Öğrenmek için asla çok genç olamazsınız.
Dil çok karmaşık bir fonksiyondur. Herhangi bir hesap makinesi en karmaşık matematiği çözebilir fakat dünyada akıcı insan dilini üretebilecek bir bilgisayar yoktur, çünkü insan dili çok karmaşıktır. Hepsi masum seslerle başlar, ses bilimi. Çocuklar herhangi bir sesi kavrama, kullanma ve tanımlama yeteneğiyle doğarlar. 4 aydan başlayarak, sesleri ana dillerine doğru kısıtlamaya başlarlar, ardından bu ses şekillerinin ve seslerin sistemde organize olduğu fonoloji olur.

Çocukların beyinleri bu bağlantıları şekillendirmeye 7 yaşına kadar devam eder. Johnson ve Newport’un saygıdeğer araştırması erken yaşların dil öğrenme için önemli bir zaman olduğunu onaylar. 1989 tarihli, Çin ve Kore’den ABD’ye gelen 3-39 yaş arası göçmenler üzerinde yaptıkları dilbilgisi yeterliği üzerine olan çalışmalarının temeli, 3-7 yaş arası gelenlerin ana dili gibi dilbilgisine sahip olduklarını gösterdi. 8-10 yaş arası olanla çok iyi değildi fakat 11 yaş üstü olanlardan iyiydi; 11 yaş üstülerin ikinci dil öğrenmeleri yetişkinlerin öğrenmelerine paralellik gösteriyordu. Patricia Kuhl, Washington Üniversitesi Beyin ve Öğrenme Bilimleri Enstitüsü Yardımcı Yönetmeni. Erken yaşta dil öğrenme üzerine eleştirel bir açıdan bilimsel bir araştırma sundu: Bebeklerin Dil Bilimsel Dehası

Erken Yaş Daha İyidir
Yani 3-7 yaş arası önemli zamanlarsa, neden çocuklar ana dillerinden önce öğreniyorlar. Neden 3 yaşına kadar beklemiyorlar? Bunlar beyin için yapılıyor. 20 yaşımıza kadar, anadilimizde bir yılda yaklaşık 1000 kelime öğrendiğimizde, vakit geçtiğinde, beyin geliştiğinde, çok fazla kelime haznesi oluyor. Farklı dillerin farklı fizyolojik gerçekleri vardır. Çocuklar, 4 aydan itibaren masum sesleri(fonetik) fizyolojik gerçeklerin(fonoloji) içine yerleştirmeye başlarlar. Bu yüzden, çocuğa dili ve mümkün olduğunca erken ikinci bir dili tanıtmak çok önemlidir.
Dil çok akrmaşıktır ve birbirine dolanmıştır. Dil kelimelerin yapısını, morfolojiyi, cümlelerin nasıl yerleştiğinisintaksı, konuşma seslerini, fonetiki, seslerin şekillerini fonolojiyi, anlamların farklı seviyelerini , semantiki, ve aksanı kapsar. İngilizce’nin yüzlerce aksanı vardır. Tüm bu farklı diller farklı seslerin içine yerleştirilir ve bu ses sistemleri yerini değiştirir ve hareket eder ve farklı gerçeklikleri vardır. Dil büyüleyicidir.
Bu karmaşıklık yetişkinler için zorken, çocuklar için o kolay ve bir oyundur. Çocuklar, sürekli öğrenme anlamına gelir, özellikle dilleri.
Avantajlar
Çocuğun ana dilini öğrenmeden önce İngilizce öğrenmesi uygun mudur? Öncülük eden araştırma, bunun uygundan daha fazlası olduğunu kabul ediyor: bu bir ailenin çocuğu için yapabileceği en iyi şeylerden biri. Çocuğun bildiği daha fazla dil, onun daha fazla esnek ve zeki olması. İyi bir şekilde belgelenmişaraştırma iki dil veya daha fazla dil bilenlerin, Alzheimer ve bunama riskinin daha az olduğunu ortaya çıkartıyor. Sosyal açıdan, iki dil bilmek kültür maruziyetine daha çok hoşgörülü yaratır; bu bugünün uluslararası dünyasında çok önemlidir. Boylamsal çalışmalar, çift dilli ana okuluna giden çocukların üniversitede daha iyisini yaptığını gösteriyor. Erken yaşta ikinci bir dil öğrenmekten daha önemli bir şey yoktur.
Aileler 3-7 yaş arasında gelişimi optimize etmek için ne yapabileceklerini düşünmeliler. Çocuklar çok kolay sıkılır. Mutlu bir çocuk öğrenen bir çocuktur. Hareket eden bir çocuk öğrenen bir çocuktur. Hareket, oyun ve şarkıları temel alan öğretmeye dayanan eğitim programları oluşturdum ve geliştirdim. Küçük çocukları oyunsuz bir alanda sıraların arkasında oturtan ana okulları ve okullar, bir çocuğun öğrenmesi için doğru yol değildir, bu yetişkinlerin öğrenme yoludur. Yetişkinlikte, beyin daha fazla gelişmiş, entelektüel ve odaklanmıştır. Yetişkinlerin ve çocukların nasıl öğrendiği yeniden gözden geçirilmelidir.

Çocuklar hareket ve eğlenceyle öğrenirler. Tüm Helen Doron eğitim materyalleri çocuklar hareket halinde olabilsin, tekrarlı işitmeyle kavrayabilsin diye oluşturulmuştur. Tekrarlı işitme çocukların ana dillerini öğrenme yolunu taklit eder. Dili defalarca işitirler. Henüz konuşamasalar dahi, öğreniyorlar.
Bebekli ailelerin çocuklarının anladığına inanmaları gerekir. “Anlamaları nasıl mümkün?” diye sormayın. Onlar anlarlar! Aileler “bebek dili” konuşuyorlar ve dile teşvik etmek, kelimelere ve hecelere vurgu yapmak, tonlama için doğuştan bir yetenekleri var. Aptal gibi hissetmemeliler. Mümkün olduğunca çocuğunuzla konuşmaya devam edin. Onlarla ana dilinizde konuşun. Çünkü konuştuğunuz yol çok önemlidir. Onlarla ana dilinizde duygusal bağlantı kurmalısınız.

Çocuğun hayatında ana dili farklı olan başka biri varsa, onlar çocukla bu dilde mümkün olduğunca fazla ve istikrarlı konuşmaya teşvik edilmelidir. Aileler çocuklarla İngilizce konuşmaktan endişe etmemeliler. Çocuklar hayatları boyunca işlerine yarayacak bir fırsat olan ikinci bir dili öğrenebilir ve öğrenmelidir.

Kategoriler: Blog.